Eylülün serin rüzgarları, Kasımın keskin ayazı derken Aralık geldi çattı. 
Doğanın en belirgin değişimlerinden birine şahitlik ediyor Aralık ayı. Yazdan kışa mevsim geçişinin yanı sıra, insanlarda da bu geçişime şahitlik ediyoruz. Ruhsal sorunları olan insanların her mevsim geçişlerinde olumsuz etkilendikleri aşikar. Bu süreç bazı insanlar için içten içe bir hesaplaşma, dinlenme, derinlere inme vaktidir. Ancak bu durum ruhsal açıdan tedavi gören insanları olumsuz etkilemektedir. Yazın o coşkulu enerjik halimizi bırakmış bulunuyoruz malesef. Ağaçlar çırılçıplak, gökyüzü daha gri, topraklar daha yumuşak. Güneş daha kısa süreli vaadlerdeyken bulutlar bu vaadleri destekler biçimde. 
Kış ayı aynı zamanda insanların kendilerini yenileme zamanıdır. 
Dışarının soğuğundan evimizin sıcak güvenli atmosferine koşturduğumuz akşamları sıcak çay, kahve veya sahleplerin hatta bozaların içildiği belki yanında okunacak kitaplarımızın olduğu zamanlara geldiğimizin kanıtıdır kış ayları. 
Eski yıllara göre yoğun kar yağışı olmasa da yağdığı zamanlarda pencereden düşen bembeyaz kar tanelerini izlemeyi özellikle belirtmek istiyorum. 
Kışın en sihirli anı ise Yeni yıldır. Her sene Aralık ayı bize yeni yılında heyecanını katar. Geride bıraktıklarımızın yerini taze başlangıçlıklar almaktadır. 
Kış bize bembeyaz bir sayfa sunmaktadır tıpkı dışarıda yağan lekesiz kar taneleri gibi.